Ayrıca kaygı ve depresyon gibi diğer rahatsızlıkların da neden olduğu bilişsel sorunlara sahip kişilerin uygunsuz şekilde tedavi edilmesinin önüne geçilecektir.
Skynews’in haberine göre, Cambridge Üniversitesi’ndeki bilim insanları, yapay zeka algoritmasını kullanarak İngiltere, ABD ve Singapur’daki 1.500 hastaya ait bilişsel testleri ve beyin MR taramalarını analiz etti.
Hafif zihinsel çeviklik sorunları yaşayan ve üç yıl içinde Alzheimer hastalığına yakalanan kişileri, bu sorunlar stabil seyreden kişilerden ayırt edebildi.
eClinicalMedicine dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, aracın tahmini %80’den fazla doğrulukla, hastalığa yakalanma olasılığı yüksek hastaları belirlemede kullanılan mevcut klinik yöntemlerden üç kat daha iyi çıktı.
Çalışmanın kıdemli yazarı Profesör Zoe Kourtzi, yapay zeka aracının ayrıca hastanın semptomlarının yavaş mı yoksa daha hızlı mı kötüleşeceğini tahmin edebileceğini söyledi.
OYUNUN KURALLARINI DEĞİŞTİRECEK BİR GELİŞME OLACAK
“Bu, hastaların refahını önemli ölçüde iyileştirme potansiyeline sahip, bize hangi kişilerin en yakın bakıma ihtiyaç duyduğunu gösterirken, stabil kalacağını öngördüğümüz hastaların kaygısını da ortadan kaldırıyor” dedi.
Alzheimer hastalığına yakalanma olasılığı yüksek hastaları yalnızca rutin klinik veriler ve beyin MR taramaları kullanarak doğru bir şekilde tespit edebilmek, NHS için oyunun kurallarını değiştirecek bir gelişme olacaktır .
Şu anda doğru bir teşhis için ya pahalı bir PET beyin tarayıcısı ya da özel eğitimli personel tarafından alınan bir omurilik sıvısı örneği gerekiyor. NHS’de her ikisinden de yoksun.
Kaynak eksikliği, semptomların ilerlemesini yavaşlatabilecek yeni ilaçlara erişimi engelleyebilir; ancak bu yalnızca hastalara hastalığın erken evrelerinde teşhis konması durumunda geçerlidir.
Cambridgeshire ve Peterborough NHS Vakfı Güveninin fahri danışman psikiyatristi Dr. Ben Underwood, hafıza sorunları yaşayan insanlarla sık sık karşılaştığını söyledi.
“Klinikte bunların demansın ilk belirtileri olup olmadığı konusundaki belirsizliğin insanlar ve aileleri için çok fazla endişeye yol açabildiğini görüyorum. Aynı zamanda kesin cevaplar vermeyi tercih eden doktorlar için de sinir bozucu olabiliyor,” dedi.
“Bu belirsizliği halihazırda sahip olduğumuz bilgilerle azaltabilmemiz heyecan verici ve yeni tedaviler ortaya çıktıkça daha da önemli hale gelmesi muhtemel.”
